Eşine çikolata almak için dışarı çıktı

– The relatives of the poor are often poor themselves, my dear sir. Eğer bulurlarsa, kendi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenirler. – Karını öylesine derin bir aşkla mı seviyorsun?
– Evet, fazlasıyla seviyorum. O, hayatımın otuz yılını aydınlatan bir rehberdi. – Ah, I see. Aşk, otuz yıllık bir süreklilikle var olan bir duygudur. Gerçekten şaşırtıcı! Aşkın ömrü en fazla üç yıl sürer deniliyor. Sen otuz yıl süresinden söz ediyorsun. Indeed. Geçen yıllar, sevgimin azalma yerine artmasına sebep oldu. – O halde, evlilikte mutluluğun sırrı nedir? Görünüşe göre, söylediğine göre mutluluğun formülünü keşfetmiş gibisin. – I have yet to complete even my primary education. Ben formüller hakkında pek bir bilgiye sahip değilim. When I refer to a formula, I am not inquiring about a chemical equation, dear. Ben de altı yıldır evliyim. Sevdiğim kadınla evlilik gerçekleştirdim, ancak bu durumdan memnuniyet duymuyorum. Sürekli çatışma halindeyiz. Henüz iki saat evvel kapıyı shut ederek dışarıya adım attım. Evimiz, arabamız, işimiz ve gücümüz mevcut; ancak, mutluluğumuz eksik. Senin elinde hiçbir şey yok, fakat mutlusun. Could it be that the paradigm is what renders us unhappy?
– Do I possess nothing at all? No. Her şeye sahibim. Eşim, hayatımın merkezinde yer alan her şeydir. Can also be referred to as my beloved, spouse, companion, and partner in life. Dünyada hayatımı paylaşmaktan daha kıymetli ve önemli ne olabilir ki? Sizin için ev, araba ve iş gibi görünen unsurlar, gerçekte hiçbir değeri olmayan şeylerdir. – Böyle söyleme. Bu denli varlık içerisinde bile karım sürekli şikayetlerini dile getiriyor. Eğer bir de yoksul olsaydım, nelerle karşılaşırdım, kim bilir?
Sayfalar: 1 2